17 Ocak 2017 Salı

Egzersiz Sonrası Gecikmiş Kas Ağrıları İle Başa Çıkmak İçin İpuçları
Delayed Onset Muscle Soreness-DOMS ile ilgili görsel sonucu

Gecikmeli kas ağrısı (Delayed Onset Muscle Soreness-DOMS), kas ağrısı ya da egzersiz sonrası iki gün içinde ortaya çıkan kas sertliğini açıklayan bir kas ağrısı fenomenidir.
Bu kas ağrıları en sık, yeni bir egzersiz programına başlandığında, egzersiz rutini değiştirildiğinde ya da egzersiz rutininin süresi veya yoğunluğu arttırıldığında hissedilir.
Yeni egzersize başlayanlar için endişe veren bir durum olmasına rağmen, gecikmeli kas ağrısı yani DOMS,aslında alışılmadık efora vücudun verdiği normal bir tepkidir ve daha fazla dayanıklılığa yol açan bir uyum süresinin bir parçasıdır. Bu süreçte kaslar toparlanır ve yeniden inşa edilir.
Kas ağrısının bu çeşidi, normal kas ağrısı veya egzersiz devam ederken yaşanan kas ağrısıyla aynı değildir. Gecikmeli kas ağrısı aynı zamanda akut kas ağrılarına da benzemez. Egzersiz sırasında ortaya çıkan kas gerilmesi veya burkulmanın neticesinde şişmeye-morarmaya ya da her ikisine sebep olan spor yaralanmasının ani ve keskin ağrısı gibi de değildir.
Gecikmeli kas ağrısı (DOMS), genellikle yoğun bir egzersiz sonrasını takip eden ilk iki günde ortaya çıkar ve bu günleri takip eden birkaç gün içinde de yavaş yavaş azalır.

Egzersiz Sonrası Kas Ağrısı Nedir? Neden Olur?

Gecikmeli kas ağrısının (DOMS), kas liflerinin mikroskobik olarak yırtılmasının sonucunda oluştuğu düşünülmektedir. Ağrının miktarı; ne kadar ağır, ne kadar uzun süreli ve egzersizin çeşidine bağlı olarak değişkenlik gösterir .Alışık olunmadık herhangi bir hareket DOMS’a götürebilir. Fakat bu hareketler özellikle eksantrik kas kasılması içeriyorsa bunun olma ihtimali çok daha fazladır.
Geciken kas ağrısının tam nedeni kesin olarak bilinmese de, idman sırasında kaslardaki kasılma türünün ağrıyı tetikleyen en önemli faktör olduğu düşünülmektedir. 
Yakın bir zamanda ortaya atılan bir teoriye göre geciken kas ağrısının nedeninin kas fibrillerinin parçalanması olduğu ileri sürülmüştür. Bu durum özellikle dayanıklılık ve direnç idmanlarında belirgindir. Fibrillerin parçalanması genelde yüksek stres ve gerilim sonucu gerçekleşir, bu sayede kasların büyümesine ve hacimlenmesine yol açar (hipertrofi diye adlandırılan durum).

Eksantrik kasılma (eccentriccontractions) içeren egzersizler (mesela yokuş aşağı koşmak), gecikmeli kas ağrısına en fazla ve ciddi boyutta yol açan egzersizlerdir. 
Bu durum eksantrik egzersiz sonucunda daha fazla kas hücresinin hasar görmesiyle alakalıdır.

Konsantrik kasılma (concentriccontractions) içeren egzersizlerde ise kas grubu kasılma esnasında kısalarak tepki verdiğinden ve kas hücresi yıkımı eksantrik kasılmaya göre daha az olduğundan, “Gecikmeli Kas Ağrısı” ihtimali daha düşüktür.

Eksantrik kas kasılmasına örnek olarak, merdivenden inme, yokuşaşağı koşu, ağırlık indirme ve squat ve şınavın iniş hareketi örnek gösterilebilir.

Ek olarak küçük kas yırtılmaları kas içinde şişliğe ve ağrıya neden olabilir. Ayrıca küçük kas yırtıkları (mikro yırtıklar) kas içindeki şişlikle ilişkili olabilir ve bu ağrılara katkıda bulunabilir.

Egzersiz Sonrası Kas Ağrıları İçin En İyi Tedavi Nedir?
Gecikmeli kas ağrısı (DOMS) için basit bir tedavi yolu yoktur. Aslında DOMS’un tedavisi ve nedenleri ile ilgili tartışmalar hala devam etmektedir. 
Eskiden hafif stretching hareketleri gecikmeli kas ağrılarını azaltmak için kullanılan yollardan biriydi. Ancak 2007 yılında Avusturalyalı araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışmada strechingin kas ağrılarını önlemede efektif olmadığı bulundu.

Gecikmeli kas ağrılarını azaltmak için herhangi bir şey var mı sorusunun cevabı henüz net olarak bilinmiyor. Bazı kişilerin aşağıdaki tavsiyeleri yararlı bulmasına rağmen %100 etkili bir yöntemin varlığı henüz kanıtlanmamıştır. Bu yöntemlerden hangisinin daha etkili olduğunu görmek için birkaç yöntemi denemek en iyisidir. Son olarak, gecikmiş kas ağrısını tedavi etmek için en iyi tavsiye onu ilk etapta önlemektir.
Egzersiz Sonrası Foam Rulo Kullanmak Ağrıyı Azaltmaya Yardımcı Olabilir.
Soğuma evresinin bir parçası olarak düzenli foam roller kullanmak gecikmiş kas ağrıları için iyi bir yöntemdir. Yüksek yoğunluklu bisiklet antrenmanından sonra ya da yeni bir tür egzersiz veya yeni bir ağırlık rutini başladığı zamanegzersiz sonrası foam roller kullanmak hayli etkilidir.

Egzersiz Sonrası Kas Ağrı İle Başa Çıkmak İçin Bazı İpuçları
Spor masajı: ile ilgili görsel sonucu

Eğer müsabaka ya da ağır bir antrenman sonrası kendinizi gecikmiş kas ağrısına sahip olarak bulursanız bununla başa çıkmak için bu yöntemleri deneyebilirsiniz. Bütün araştırmalarla desteklenmese de aşağıdaki yöntemlerin bazıları ile birçok sporcu da başarılı sonuçlar rapor edilmiştir.
Aktif toparlanma uygulayın:
Bu stratejinin araştırma desteği de vardır. Hafif ve düşük şiddetli aerobik egzersiz gerçekleştirmek kan akımını arttırır ve azalmış kas ağrıları ile bağlantılıdır. Yoğun egzersiz veya müsabaka sonrası soğuma devresinin parçasında bu tekniği kullanın.

Dinlen ve Toparlan:
Sadece bunu yaparsanız ağrı hiçbir özel tedaviyeye gerek kalmadan 3-7 gün içerisinde gidecektir.

Spor masajı:
Bazı araştırmalar gösteriyor ki, spor masajı kas fonksiyonlarının üzerinde herhangi bir etkisi olmamasına rağmen, gecikmiş kas ağrısını gidermede ve şişkinlikleri azaltmada etkili olabiliyor.

Buz küveti:
Bununla ilgili kesin bir kanıt olmasa da etkilidir. Birçok elit sporcu bu yöntemi kullanır ve bu yöntemle ağrıyı azaltmaya çalışır.

R.I.C.E:
Akut spor yaralanmalarının standart metodunu kullanabilirsiniz. Özellikle ağrılarınız çok can sıkıcı bir halde ise.

Hafif germe egzersizleri:
Araştırmalar germe egzersizlerin ağrıyı azalttığını kanıtlamamış olmasına rağmen, birçok insanın bu yöntemle iyi hissettiği tesbit edilmiştir.

Steroid içermeyen inflamasyon giderici ilaçlar: 
Aspirin, ibuprofen ya da naproxen sodyum tedaviyi hızlandırmasa bile kas ağrılarını azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak onları egzersiz öncesi alacaksanız dikkatli olun. Bu konuda yapılan çalışmalar; ibuprofen aldıktan sonra dayanıklılık antrenmanlarının önerilmediğini bildirmiştir.
Yoga: 
Yoga yapmak gecikmeli kas ağrılarını azaltmadaetkili olur.

Vücudunuzu dinleyin:
Ağrıyı arttıracak herhangi bir egzersizden kaçının. Herhangi bir yüksek şiddetli egzersiz yapmadan önce ağrının iyice azalmasını bekleyin.

Isınma Egzersizleri:
Bir sonraki egzersizden önce iyice ısının. Isınma sürecinde yapılan alışılmamış eksantrik egzersiz hareketlerin DOMS’ta ufak azalmalar oluşturduğunu destekleyen araştırmalar bulunmaktadır.

** Eğer aldığınız bu önlemlere rağmen ağrılar 7 gün ve daha uzun sürerse bir spor hekimine danışmalısınız.

Egzersizden Sonra Kas Ağrısını Önleyen İpuçları
Egzersizden Sonra Kas Ağrısını Önleyen İpuçları ile ilgili görsel sonucu

Eğer aşağıdaki egzersiz önerileri takip edilirse, kas ağrıları tamamen önlenemeyebilir ama kas ağrısı süresi ve şiddeti azalabilir.
  • En önemli korunma metodu egzersizin süresini ve yoğunluğunu yavaş yavaş arttırmaktır. Örnek olarak %10 kuralı uygulanabilir.
  • Aktiviteden önce iyice ısınma ve aktivite sonrasında hafif streching ile tamamen soğuma önemli görülür.
  • %10 kuralını uygulamak. Yani yeni aktiviteye kademeli olarak başlandığında haftada en fazla %10 yoğunluk ve zaman artışı oluşturmak.
  • Kişide güvenli ve etkili bir egzersiz programı başlatacak bilgi yoksa bir kişisel eğitmenle çalışmak mantıklı bir yol olur.
  • Aktivite sonrasında hafif streching ile soğuma uygulamak.
  • Yeni ağırlık çalışması rutinine giriliyorsa hafif ağırlıklar ve yüksek tekrarlarla başlanabilir. Birkaç hafta içinde de ağırılık miktarı kademeli olarak arttırılabilir.
  • Egzersizin çeşidinde ve süresinde ani ve büyük değişiklikler yapmaktan kaçınmalıdır.
  • Bazı kas ağrısı ya da acısı ciddi bir spor yaralanma belirtisi olabilir. Oluşan kas ağrısı bir hafta içinde giderek daha iyiye gidiyor ve geçiyorsa sorun yoktur. Aksi takdirde ağrı devam ediyor ya da giderek artıyorsa spor hekimine danışmak yararlı olur.

15 Aralık 2016 Perşembe

10 KM'LİK BİR KOŞUYA HAZIRLANMAK

İlgili resim
Koşu severlerin çoğu için 10 km koşmak meydan okumalardan ilkidir. Çoğunluğa açık olan ve çok beğenilen bu müsabaka minimum 6 ila 8 haftalık bir süreye yayılacak farklı varyasyonlar içeren özel fiziksel bir hazırlık yapılmasını gerektirir. Asgari bir hazırlık ve disiplin koşma keyfi ile müsabakada elde edilecek başarının birleştirilmesini sağlayacaktır.

BU OLAYA NASIL HAZIRLANILIR?

GENEL FİZİKSEL HAZIRLIK

Hazırlık döneminin ilk dört haftasında, her koşucunun amacı "aerobik" bir bakım çalışması ile dayanıklılık kapasitesini iyileştirmektir {Fiziksel efor veya kas eforu "aerobik" adı verilen oksijen kullanır. Bu süreç düzenli oranlarda büyük bir enerji miktarı sağlayabilir. Bu enerji miktarı maksimum oksijen tüketimini belirler}. Antrenmanın yoğunluğunu ve süresini abartmadan, koşucu doğada koşarak, solunum dengesini korumaya dikkat ederek yavaş veya hızlı tempoda gerçekleştirilen sürekli antrenmanlarla enerji rezervi oluşturmaya yönelik bir çalışma yapmalıdır.
run training ile ilgili görsel sonucu

10 km'lik bir koşu için fiziksel hazırlık antrenmanı

Kısa toparlanma süreleri içeren orta yoğunlukta (maksimum kalp atış hızınızın %60 / %70'i) haftalık iki ila üç antrenman planlayın.
Her seansta, yerde yaklaşık 10 ila 15 dakika egzersiz yaparak (şınav, mekik, karın kası egzersizleri, gerilmeler) adale ve eklemlerinizi güçlendirin
Düşük tempoda yapılan bu koşu geliştirme safhası koşucuların çoğunun kısa veya uzun mesafe koşularına etkili bir şekilde hazırlanmalarını sağlar. Gerçekten de 10 km'lik bir koşunun antrenman planı maratonunki (42,195 km) ile aynı şekilde hazırlanır.

Hızını geliştirmek

Bu fiziksel hazırlık sırasında, organizmanız hızlı ve doğal bir şekilde gelişecektir. Daha sonra, 10 km'lik bir koşuda başarı elde etmek zorunlu olarak koşu hızını iyileştirmekten geçer. Daha hızlı koşmayı öğrenerek, koşucu dayanıklılık temposunda daha rahat olacak, adımlarını iyileştirecek, güç ve tonus kazanacaktır.
run training ile ilgili görsel sonucu

MAKSİMUM AEROBİK GÜCÜNÜN GELİŞTİRİLMESİ

Koşu hızını iyileştirmek için, tempo ve ritim değişiklikleri içeren değişik antrenman programlarının yapılması gerekir. Bu tempo değiştirme çalışması "maksimum aerobik hızınızı" (MAH)"{MAH (Maksimum Aerobik Hız) geliştirmenizi sağlar: Bu hız, koşu sırasında efor yoğunluğu şeklinde kendini gösterir. Bu hız, her koşucuya özeldir. Bu değer, oksijen tüketimi (VO2) maksimum oksijen tüketimine (VO2max) eşit olduğu zaman gerçekleşen en düşük hızdır. Bu hız, tüm antrenman programlarında kullanılır. Her koşucu MAH değerini efor testleri sayesinde öğrenebilir}. Hızlı koşu ve yavaş koşunun birbirini izlediği bu tip antrenman seanslarına fartlek adı verilir.
"Fartlek" uygulaması{1930'larda İsveçli Gosse Holmer tarafından uygulanmış olup, belli bir plana uymadan yoğunluğu değiştirmekten oluşan bir interval (veya kesintili) antrenman seansıdır. Koşucu farklı ritim değişiklikleri için, tırmanışları ve rüzgârı kullanabilir.}
Her efor arasında toparlanarak, yavaş koşulara (40 dakika) yüksek ritimde 5 ila 6 düz koşu dahil ederek (100 m) dönüşümlü koşular yapın

Doğanın ortasında koşu hızı nasıl çalışılır?

Koşu hızınızı optimize etmenin üç yolu vardır: 
grup fartlek ile ilgili görsel sonucu

Hızlanarak koşma: Bu kademeli koşu, yavaş başlayarak antrenmanı daha yüksek bir tempoda bitirmenizi sağlar. 40 dakika ile 1 saat arasında olan bu koşu iyi bir müsabaka hissi yaşatarak ısınma safhasını kolaylaştırır, kalp ve kas kapasitesini iyileştirir.


grup fartlek ile ilgili görsel sonucu

Fartlek: Bu yavaş ve hızlı bölümler içeren 40 dakika ile 1 saat arasında süren bir koşudur. Bu tip seanslar interval koşusunun yerine geçer.
Öneri: Hızlı bölümlerin süresini ve sayısını ve toparlanma bölümlerinin süresini önceden programlayın. Yeni başlayan koşucular farklı tempolarını hassas bir şekilde ölçmek için kardiyo frekans metrelerini kullanabileceklerdir.
grup fartlek ile ilgili görsel sonucu

Grup halinde fartlek: Bunlar birden fazla kişiyle yapılan hızlı ve yavaş koşu oyun seanslarıdır. Bu antrenman tekniği ilerleme kaydetmek açısından çok etkilidir, dayanıklılık tempolarındaki monotonluğun önüne geçer.
Örnek: Isınmadan sonra, grup tek sıra halinde koşar, sıranın en sonundaki hızlanır ve diğerlerini önce yüksek ardından yavaş bir ritimde koşmaya zorlayarak öne geçer. Bu eforun sonunda toparlandıktan sonra (düzenli ritimde koşu), sıranın en sonuncusu fartlek antrenmanına yönelir ve bu şekilde devam edilir,

ÖZEL SAFHA

Bu kısa koşu seansları safhası yoğunluk artışı ve koşu miktarına göre toparlanma sürelerini içerir. Koşucu aerobik dayanıklılık egzersizlerini "{Bu koşucu için belli bir süre boyunca yüksek koşu gücünü koruma olanağıdır. Aerobik dayanıklılık sıkça maksimum aerobik güç (VO2max) ile karıştırılır}, koşu sırasında yaptığı genel efor miktarını ve efor süresini yavaş yavaş azaltır. Daha uzun seanslar için, koşucu ortalama 3 dak. 3 sn'lik molalar vererek antrenman miktarını azaltır.
grup fartlek ile ilgili görsel sonucu

SON SAFHA

Müsabaka gününden birkaç gün önce, koşucu yoğun veya uzun seanslar arasındaki süreyi artırarak antrenmanını azaltır.

İyi hazırlıklar!



www.kalenji.com.tr adresinden alıntıdır.

KIŞ MEVSİMİNDE KOŞMAK: SOĞUKTAN KORUNMAK İÇİN 10 YÖNTEM

winter running girl ile ilgili görsel sonucu


Koşu dayanıklılığınızı artıracağınız ve efor sarf edeceğiniz bir spor türüdür. İleri ya da orta seviyedeki sporcuların ısı dengelerini değiştirebilir. Bu nedenle kışın en iyi şekilde koşmak için size sunacağımız 10 önemli yöntemi uygulamanızı öneriyoruz.
1. İÇ MEKANLARDA ISINMA EGZERSİZLERİ YAPIN
        İlgili resim
 
Isınma egzersizleri kademeli olarak vücut ve kas ısısının artmasını sağlar. Bu şekilde daha iyi bir eklem esnekliği ve hareket koordinasyonu sağlanmış olur. İlk adımlardan itibaren alt bacak kasları kolay ve sorunsuz bir şekilde çalışır.

2. KAT KAT GİYİNEREK KENDİNİZİ KORUYUN

         kışın ısınma egzersizi ile ilgili görsel sonucu

Kalın ve ağır kıyafetleri unutun! Soğuğa karşı gerçek bir yalıtım sağlamak için üç katmanlı ürün sistemini kullanın. Günümüzde ideal ısı derecesini sağlamak için teknik ve termik kumaşlar kullanılmaktadır.
- Katman 1 = Nefes alma
- Katman 2 = Isı yalıtımı
- Katman 3 = Koruma
NEDEN BU KIYAFETLER TERCİH EDİLMELİDİR?
Soğukla karşılaşıldığında verilecek ilk refleks genel olarak daha kalın giysiler giymektir. Bu refleks çok da doğru bir yönlendirici değildir ve rahat hareket etmenizi engeller! Soğuk havalarda üşüme hissini engellemek için teri dışarı atan ve vücudunuzu sıcak tutan içlikleri tercih edin.
Kışın yapılan koşularda rahat olmak ve vücudunuzu sıcak tutmak için, katman 0 olan ve "ikinci cilt hissini veren" içlikler, sporcular için gerçek bir yeniliktir. Bu tişört teknik, hafif ve yumuşak bileşenlerden oluşur. Hafif, rahat, nefes alan ve ısı yalıtımı sağlayan özel bileşenler, vücudun farklı bölgelerine göre daha sık veya daha seyrek biçimde dokunmuşlardır. Giydiğiniz her an hareketleriniz kolaylaşacak, vücut ısınız korunacak ve hızla üstünüzde olduğunu unutacaksınız !

3. KOYU RENKLİ KIYAFETLERİ TERCİH EDİN

     running winter ile ilgili görsel sonucu

Koyu renkli giysiler, bulutlu havalarda dahi sürekli var olan güneş ışınlarını emer. Antrenmanlarınız sırasında, fosforlu bantlarla donatılmış koyu renkli kıyafetler tercih edin. (Rüzgârlık, kolsuz yelek, ayakkabı...) Güneş ışınları yaz aylarına oranla daha zayıf ve düşük ısılı olmasına rağmen, giysi lifleri tarafından hapsedilirler. Bu, özellikle soğuk havalarda göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur.

4. VÜCUDUNUZUN "SOĞUK NOKTALARINI "KORUYUN

       running winter ile ilgili görsel sonucu

Soğuktan korunması gereken başlıca noktalar baş, boyun, eller ve ayaklardır. Hava soğuk olduğu zaman, ısı kaybı bu "soğuk noktalarda"  %70 oranına ulaşabilir. Yalıtım oranlarına göre; eldiven, çorap, kaşkol ve bere kullanın.

5. HAVA VE ARAZİ KOŞULLARINA UYGUN KOŞU AYAKKABILARI TERCİH EDİN

        running winter shoes ile ilgili görsel sonucu 

Koşu sırasında ayakları kuru tutmak, ayakkabı içine yağmurun/karın girmesini engellemek ve kaygan zeminlerde kaymamak oldukça önemlidir. Doğa, yol vb. koşu ayakkabıları, tırtıklı tabanlarıyla ve iç kısmında bulunan su geçirmez membran ile rahat, üşümeden ve güvenli bir şekilde koşmak için idealdirler.

Öneri: Ayağa yapılan baskı üşüme hissini arttıracağı için bir numara büyük ayakkabı giymeniz önerilir. Örnek: Kapteren koşu ayakkabısı: Soğuğa ve neme karşı koruma sağlamak amacıyla birçok teknoloji ile donatılmışlardır. Bu ayakkabı, su geçirmeyen ve nefes alan membranıyla ayaklarınızı kuru tutar. Tabanındaki tırtıklar sayesinde etkili yer tutuşu sağlar nemli ve kaygan zeminlerde kaymaz.Bu yenilikçi konseptler, kullanıcı için denge ve darbe emişi sağlar.

6. DOĞRU BİR ŞEKİLDE SIVI İHTİYACINIZI GİDERİN

          winter running dehydration ile ilgili görsel sonucu

Soğuk havada nefes almak su kaybını hızlandırır. Yanınızda su götürerek koşu sırasında ve sonrasında küçük yudumlarla için. Eğer uzun süreli bir aktivite ise; jel-glukoz şeklinde ya da kuru meyve gibi katı kaynaklarla ihtiyaçlarınızı karşılayın. Koşu sırasında sindirim zor olacağından dolayı küçük miktarlarda tüketilmelidir.

7. YİYEREK ISI ÜRETİN!

   running energy gel ile ilgili görsel sonucu

Kuru meyveler, tahıllı barlar ya da enerji jelleri koşu sırasında tüketilebilecek gıdalardır. İçerdikleri karbonhidrat ve şeker, soğuğa karşı savaşmak ve enerji sağlamak için kas ve beyin hücreleri tarafından hızla dönüştürülürler.

8. BURNUNUZDAN NEFES ALIN! AĞZINIZDAN NEFES VERİN!

       take breath from nose ile ilgili görsel sonucu

Soğuk ve rüzgarlı havalarda soğuk havanın akciğer bronşlarına gelmeden ısınması için burnunuzdan hava alıp ağzınızdan vermeniz önerilir. Nefesinizi koşunuza göre ayarlayın.

9. KOŞU BAŞINDA RÜZGARA KARŞI KOŞULMALIDIR
  running against the wind ile ilgili görsel sonucu  -

Rüzgara karşı koşmak soğuk hissini artırır. Bu nedenle koşuya başlarken rüzgara karşı, dönüşte de rüzgarı arkanıza alarak koşmalısınız.Rüzgar tarafından itildiğinizde, vücut ısınız yükselir.

10. ANTRENMAN SONUNDA GERDİRME HAREKETLERİ YAPIN

koşu ısınma ile ilgili görsel sonucu
Antrenman öncesi ısınma ne kadar önemliyse antrenman sonrası esneme de bir o kadar önemlidir. Antrenmanınızı bitirip soyunma odasına gitmeden önce,  10-15 dakika hafif tempoda soğuma koşusu ve ardından yorulan ve sertleşen kaslarınızdaki gerginliği almak ve kaslarda biriken laktik asitten kurtulmak için statik esneme hareketleri çok önemlidir. Kaslarımızı yumuşatmadan sonlandıracağımız bir egzersiz yine ne yazık ki sakatlıklara davetiye çıkaracaktır. Temel kas gruplarını germek kan dolaşımının hızlanmasını sağlarken, aynı zamanda kas ağrılarını azaltıp daha iyi bir vücut duruşuna yardımcı olacaktır. Statik esneme hareketlerini yapmadan sonlandırdığınız bir antrenman, asla bitmiş bir antrenman sayılmaz. Özet olarak antrenman başında ısınma ve dinamik esneme, sonunda ise soğuma ve statik esneme yapmayı unutmuyoruz.
Kış aylarında koşma alışkanlığı kazanın…

www.kalenji.com.tr adresinden alıntıdır.

10 Aralık 2016 Cumartesi

Koşu Bandı Yol Haritası

Hızlı ve yorulmadan koşmak için doğru teknikleri uygulayın.
Untitled-1
‘Nasıl yani?’’ dediğinizi duyar gibiyiz. Ancak şöyle düşünün; altınızda zaten sürekli geriye doğru giden bir bant var. Tek yapmanız gereken olduğunuz yerde sıçrayıp, ayağınızı yine kalçanızın altına gelecek şekilde koymanız. İleri doğru adım atmak, geriye doğru akan bir yüzeye direnç göstermek anlamına gelir. Bu da sizi yavaşlatır.
Eğimi %8’den yukarı çıkartmak, aşil tendonunuzun ve kalf kaslarınızın sakatlanmasına yol açabilir. Tabii bu sıfır eğimle koşun demek değil. Koşu bandı ayaklarınızı siz hareket ettirmeden geriye doğru çektiği için, dışarıda koşmak ile aynı etkiyi yaratmak için eğimi yüzde 1 ila 3 arasında tutmanız (yani işi biraz zorlaştırıp şartları eşitlemeniz) gerekir.
Pek çok erkek koşu bandında yürürken eğimi artırdığı zaman kollardan destek almaya çalışır. O zaman eğimi artırmanın ne anlamı kaldı? O kollar, yanlışlıkla dengenizi kaybederseniz düşmeyin diye var. Yürürken (hatta koşarken kolları tutmak) duruş bozukluklarına yol açar. Özellikle bel bölgesinde sakatlanma riskiniz oluşur.
Adım atacak ne kadar mesafenizin kaldığını görmek için kafanızı eğmek istemeniz normal. Ancak bunu çok yaparsanız kambur koşarsınız. Bu da boyun ve sırt ağrılarına yol açabilir.
http://www.runnersworldtr.com adresinden alıntıdır.

Doğru Koşu Tekniğinin 4 Adımı


          Eğer koşucu arkadaşlarınız arasında bir tartışma yaratmak isterseniz, ortaya doğru koşu formu konusunu atın. Bazıları aynen yüzmede ve tenis raketiyle topa vurmakta olduğu gibi, koşmanın da doğru bir tekniği olduğunu iddia ederken; bazılarıysa her koşucuyu ayrı bir birey olarak değerlendiriyor ve formu değiştirmeye çalışmanın esas sakatlık sebebi olduğunu düşünüyor. Ama ortak noktada buluşulan bir şey de var: İki taraf da düzgün bir vücut postürü ve sağlam adımların hayati rol oynadığı konusunda hemfikir. Dünya Şampiyonu triatlet Andy Potts’un yardımıyla, bu iki unsuru sizin için bir problem olmaktan çıkarmak elinizde. Okumaya devam edin ve daha verimli koşulara merhaba deyin.


darbe
1. İniş Öncesi
          Ayağınızı yere vurmadan hemen önce beyniniz kaslarınıza darbeye hazırlanması için sinyal yollar. Kaslarınız da sıkışarak eklemlerinizi korur. Eğer bu iletişim zayıf ve yavaşsa kaslarınız bu uyarıyı almakta gecikir. Koşu anında gövde dik, bel düz ve baş tam omuzların üzerinde olacak şekilde ilk temasa hazırlanın. Bu sizi fazla yükten koruyacaktır. Ayrıca kolları sallarken dirsekleri vücudunuza yakın tutun.
ilk temas
2. Darbe
          Bazı araştırmalar, ayağın yere ilk değişinin stres kırığı ve diğer sakatlıklarda başrol oynadığını gösteriyor. Tabanın önü ya da orta kısmını yere koymak bu etkiyi azaltıyor. Uzmanlara göre fazla uzun adım atmak, çok daha büyük bir sorun. Şok emici ayakkabılarla ilk teması orta tabanla yapın.
midstance
3. Midstance
          Koşarken, tek ayağınızın üzerindeyken ve arkaya attığınız ayağınız içe doğru bükülüyorken sakatlanma riskiniz oldukça fazladır. Neredeyse vücut ağırlığınızın 2,5 katı kalçanız, diziniz, bilekleriniz ve ayak bağlarınıza baskı uygular. Bu da kas, eklem ve kemiklerinizin risk altında olması demek. Bu riski en aza indirmek için merkez kaslarınızı kullanın ve koşarken kütüklerin üstünden atladığınızı hayal edin.
parmakucu
4. Parmak Ucu
          Bel bölgeniz en üst seviyede gergindir, kalça fleksörleriniz sıkılaşır ve belinizde sorun yaşama riskiniz artar. Ayağınızın nerede olduğunun, hangi kaslarınızı kullandığınızın farkında olmak sizi daha iyi bir koşucu yapar.

http://www.runnersworldtr.com adresinden alıntıdır.